22 şubat 2009 galatasaray kocaelispor maçı

• 76

  bu maç, kocaelispor'un 7 yıl aradan sonra, 4 büyüklere karşı almış olduğu en farklı skor.
  eğer yanlış hatırlamıyorsam 2001-2002 sezonuydu. türkiye kupası final maçıydı ve kocaelispor besiktasa tam 4 tane gol atarak maçı tamamlamıştı, kalesinde hiç gol görmeden hem de.
  
  aradan geçen 7 yıl, kocaeli takımının inişleri ve çıkışları ile geçip gitmiş, kayda değer bir başarı gösteremediği yıllar olmuştur.
  fakat bugün taşlar yerinden oynamış, en başarılı gününü galatasarayın hayrına yaşamıştır*. umarım silkinmemiz ve doğru yapılması gerekenleri düşünmemiz için aldığımız son ders bu olur.
  
  sevgilerle...
  
  
• 77

  bu maçın tek olumlu olayı, sanırım tribünlerde hagi'yi görmekti. gönül isterdi ki onu gülerken görelim yine; ama o da üzgündü bizim kadar.
• 78

  lig tarihinde beş gol birden yediğimiz beşinci maçtır. bunlardan iki tanesi ali sami yende. diğeri ;
  
  (bkz: 15 kasım 1998 galatasaray trabzonspor maci)
• 79

  takkenin düşüp , kelin göründüğü maçtır. kendimize söylediğimiz yalanlara son verdiğimiz maçtır , eh sevdiğimize toz konduramıyorduk ya nasılsa , hepimiz biliyorduk bişeylerin iyi gitmediğini , buna rağmen kendimize inatla yalan söyledik , şimdi de sevdiğimiz canımızı acıtınca gerçekleri yüzüne vurduk , allahtan bu tarz maçlar kırılma noktası oldu hep tarihimizde *
• 80

  yok abi yok! ben hazmedemiyorum ya, almanya'nin zottiri boktan takimlarinin ba$inda tek ba$ina bile gorev yapamayan bir adam geliyor ba$imiza, once $ampiyonlar liginden elenmemize sebebiyet veriyor, sonrasinda kupadan elenmemize ve ligteki bu maglubiyetlere. ben hazmedemiyorum! gs tarih boyunca 2.defa 5 yemi$ kendi sahasinda ligte. bu kadro, bu sinerji, boyle mi olacakti?
  
  sinirimden beynimi yiyorum, ama eminim skibbe " under my penis " $eklini almi$tir, mayn$aft diyerek laflara giriyordur!
  
  beni bu duruma getiren lanet mactir!
• 81

  saatlerimiz 9 a çeyrek kala olduğunu gösteriyor şu satırlarımı yazarken, fakat cümlemin sonuna noktayı koyduğumda kaç olur kestiremiyorum...
  evet dün ağır bir hezimet almısız, her ne kadar sadece sinirin verdiği bir tepkiye şahit olsam da dün gece, bugün(bu sabah) aldığımız ağır yenilginin lüzumsuzluğunu ve bir onun kadar da rezaletini daha fazla kavradım. calm and fresh mentality ( sakin ve taze düşünce) yapabilitem dün geceye göre daha fazla. fazla ama daha ağır geldi sonuç ! basit bir örnek verirsem : sıcak yara belli etmez kendisini , acısı anlaşılmakta güç olur. fakat soğuyunca dile gelir, inim inim inletir...
  
  şimdi derse girmem için kendimi toparlıyorum. memnunum ki nail güreli ile sohbet edebilme imkanım var. ders içerisinde stres atmak böyle bir şey sanırım.
• 82

  iplerin koptuğu maçtır. skibbe bu maçtan bir gün sonra en acelesinden gönderilerek camia sakinleştirilmeye çalışılmıştır. kendi adıma bu sezon sami yen'de izleyemediğim ilk lig maçıdır. hatta tv'den bile izleyemediğim ligdeki "tek" maçımızdır bu sezon. yorum yapamadım sadece radyodan dinleyerek, sadece üzüldüm. bu maça gidenlerin ne hale geldiğini tahmin bile edemiyorum, berabere kalınan maçlarda bile hissedilen o acıyı bilirken, kocaeli'den beş gol yiyen taraftar ne hale gelmiştir. belki de dibe vurduğumuz maçtır bu, daha karanlık olamaz artık. çok sevdiğim bir çin atasözü "günün en karanlık anı, şafak sökmeden hemen önceki zamandır" der. şimdi düşündüm de çok anlamlı bir pankart olurdu bu şu durumda, şafak vakti gelmiş olsun galatasarayımız için.
• 83

  galatasaray futbol takımı herşeye rağmen 5-2 yenilecek kadar kötü oynamamıştır.yapılan bireysel hatalar olmasa belki bugun hala takımın başındaydı skibbe.ama sa'larla se'lerle bu işlerin yürümediği de gerçektir.
• 84

  fenerbahçe ve başiktaş taraftarından neden farklı olduğumuzu gururla anlattığımız, "biz sizin gibi futbolcumuza küfür etmeyiz" savını ve galatasaraylılık ahlaklarını tarihe gömdüğümüz maçtır. bu yaşananlar farklı mağlubiyetten çok daha acıdır. bu maç gerçekten tarihe geçmiştir.
• 85

  galatasaray futbol takımı'nın belki de 10 yıllık dönemine olumlu yönde damga vuracak olan maçtır. bu maçın başlattığı süreç rijkaard'lı neeskens'li bir kulübeden elano'lu, jo'lu, dos santos'lu bir kadroya kadar birçok zenginliğin galatasaray futbol kulübü çatısı altında toplanmasına sahne olmuştur.
• 86

  soğuk iliklerimize kadar işlemiş takım 4-2 geride ama olsun galatasarayın olduğu yerde umut bitermi ulan derken 5-2 olur. yapma aslanım dersin biraz kızarsın sonra kendi kendine " olsun canın sağolsunda bu skibbe gitsemi artık" dersin. akabinde skibbe gider giderken bize 5 gollü bi yenilgi ve ayaz bir havanın iliklerde bıraktığı soğukluğu bırakır...
• 87

  bir benzetme yapacak olursak; avusturya – macaristan imparatorluğu veliaht'ının saray bosna gezisinde öldürülme olayıdır. olayın gorunen yuzu bakımından, bardagın son damlası. taner gulleri de veliahtı öldüren sırp cocuktur.
• 88

  bir benzeri 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçıdır.
• 89

  kim ne derse desin bu maç sonrası yönetimin oyunculara gösterdiği ' skibbe' yi siz istiyorsanız göndeririz ' tavrı daha sonra ' istiyorsanız bülent korkmaz' ı ve frank rijkaard' ı da göndeririz ' moduna girmiştir. bu maç sonrası oyunculara gösterilen bu yumuşak tavır bir daha geri alınamamıştır. alınamayacaktır da. sen futbolcuların eline bu kozu parasını kendi verdiğin tribün liderleri eliyle verdin. şimdi yönetim ile oyuncuların yerleri değişti. yöneten yönetilen oldu. ayaklar baş oldu yani. bu vakitten sonra da olan galatasaray' a oldu. yazık. :( [yalnız bu tavır bu kez hagi için de gösterilirse geri dönüşü olmayan yola gireriz.]
  (bkz: 14 kasım 2010 galatasaray manisaspor maçı)
• 90

  kocaelispor'a yaptığım beddular sonucu ( beddularımın tuttuğuna gerçekten inanıyorum) iki lig birden düşmesine neden olan maçtır.
• 91

  skibbenin skib bıraktığı maçtır,kötü bi hatıraydı.
• 92

  tarihin karanlık sularında yüzen bir maçtır.
• 93

  hiç hatırlamak istemediğim maçlardan bir tanesidir. michael skibbe'nin son maçıdır. bu maç sonrasi michael skibbe istifa etti yerine bülent korkmaz getirildi. sonra o da istifa etti yerine ......
  
  maçın kötü skorunun yanında ibne fotomaç gazetesi "skib bıraktı" diye manşet atmıştı o bana daha çok dokunmuştu.
  
  (bkz: tarihte bugün)
• 94

  hereke galatasaraylılar lokali'nde izlemiştim bu maçı. şimdi rastgele butonuna basıp sol frame'de görünce hatıralar canlandı. pazar akşamını kendime ayırıp lokale gittim. güzel, farklı bir galibiyet beklerken; takım bol gollü galibiyet alıp kendisine gelir derken hiç de ummadık bir skorla başbaşa kalmıştık.
• 95

  her şey bu maçla başladı.
• 96

  taner gülleri'nin aldığı hayır duaları(!) sonucu sakat yattığı 2 sezon sonunda futbolu bırakmasına sebep olan maç.
• 97

  resmen (bkz: taner gülleri)'yle galatasaray arasında oynanan bir maçtı. galatasaray 8 kişi oynuyor hissiyatı vermişti ve stoperlerin yediğimiz 4 golde ciddi pozisyon alma hataları mevcuttu. yükselişe geçmek için çıkış yapmayı beklediğimiz ve taner gülleri'nin efsane olmasıyla kalmıştır hafızalarda.
• 98

  fatih terim'in yeniden galatasaray'i basina geçmesine kadar surecek bir fetret devri'nin en onemli halkalarindan biridir.
• 99

  galatasaray maçlarını cenabet izlememe totemini başlattığım tarihimizde leke olan maç. sonucunda skibbe gönderilmişti. baros penaltıyı atsa bizim olacak maçtı. olmadı.
• 100

  bu maçı izleyeceğim diye az kalsın götü kaptırıyordum
  
  maç saatine doğru her zamanki gibi erciyes kafe'ye yöneldim ama o da ne, dayı digitürk'ü masrafları kurtarmıyor diye yenilememiş. haydaa, eve de pek yakındı yani bünyeyi o kadar tembel alıştırdık ki başka mekan yok kafada. neyse deyip ortaköy meydana doğru yola koyuldum ve bir yer buldum. orada da yer yokmuş zaten göt herifler ayakta durmama bile izin vermediler. artık link mink bir şekilde idare ederiz deyip hızlı adımlarla eve doğru yola koyuldum zira maç başlamak üzereydi.
  
  tam o esnada abartmıyorum 8-10 taneçarşı bereli ve beşiktaş atkılı velet etrafımı çevirdi ve dediler ki; "sen bizim arkadaşa küfretmişsin???" e tabi benim cevap kem küm, o esnada aralarından biri çıktı "küfrettin ya bana geçen gün!!!" tam bu esnada da beni ellemeye başladılar, içlerinden bir tanesi de çıkardığı bıçağı böbrek hizama yasladı falan derken ya allah bismillah deyip kendimi bir fırlattım, o an resmen gözüme bir perde indi ve gözlerim tekrardan görmeye başladığında çocuklardan 5-6 metre uzaklaşmıştım, çocuklar şaşkınca bana bakıyor, ben de onlara bakıyordum. sonra da tam gaz topuklayıp eve sığındım. bu olay ve etkileri yüzünden maçın ilk yarısı piç oldu, onun siniriyle ikinci yarı da iyice moralimi alt üst etti. milan baros'un penaltı kaçırdığı anda falan resmen bana bir haller geldi. yalnız böyle yeni yıkanmış güzel güzel giyinmiştim, ayağıma da çekmişim botları, tam yolunacak tavuk gibiyim. o günden sonra istanbul'da mümkün mertebe eşofman ve spor ayakkabıyla gezdim. geceleri de dışarı tek çıkmamaya çalıştım. botla koşmak da amma zormuş ha labada lubada deli gibi.
  
  bu anlattığım olaya ilişkin en çok da "harbiden o çocuklardan birine küfretmiş miydin? :)))" diye soran gerzeklere kızmıştım. biri de o ara zırt pırt evimize gelen benim biraderin sığıntı manitasıydı. onun da ayrı amk ya neyse. türkiye'nin sokak şartlarından ve serserilik için bahaneye bile ihtiyaç duymayan bu pisliklerden o kadar kopuk, o kadar hayal alemindeki insanlar. he amk yoldan geçerken küfrettim, "hepinizi sikiyim" dedim. hayret bir şey ya... tinerci diye boşuna demiyoruz işte bunlara, bizzat başıma geldi vallahi şaka maka ya kaseyi ya da o an üstümde ne mal varlığı varsa kaptırıyorduk.
  
  not: neyse konu çok dağıldı, işte efsane erciyes cafe;
  
  https://gss.gs/Sfx.jpg