• 682
    altın değerinde 3 puan. araya kafamız rahat giriyoruz. ilk yarı ile ikinci yarı arasında gece ile gündüz kadar fark var. neden? çünkü ikinci yarı kendi oyunumuza biraz yaklaştık ve kayseri’nin işi bitti.

    bu maçın gösterdiği bir şey var ki çok can sıkıcı bir şey, o da takımın işi kolayca laubaliliğe çevirmesi. bu konuda da en dikkat çekenler barış ve berkan.
  • 684
    ben bizim takımı anlamıyorum bazen. takım olarak ve bireysel olarak iyiyizdir ama bitiremeyiz pozisyonları ve puan kaybederiz. ama hem takım hem de bireysel olarak birkaç oyuncu hariç çok kötü bir günümüzde oluruz ama bitiricilik yüksek olur ve rahat kazanırız.

    bugün maçın adamı yunus oldu. özellikle 2. golümüzdeki ekstra driplingi rakibin kilidini açtı.

    neyse önemli olan 3 puandı ve farkı 8'e çıkardık böylece. +4 averaj da ekledik. şimdi yeni yıl arasına giriyoruz. lig arası gibi bir şey kabul edilebilir bu. şimdi oyuncular dinlensin.
  • 686
    çok kötü bir ilk 45 dakika, çok tedirgin şekilde ekran başında izledim...

    ikinci yarı yunus akgün faktörü devreye girdi. rakip ara ara tehlikeler yaratsa da çok az kıpırdanınca farka koştuk.

    osimhen ve davinson sanchez gerçekten lig yarışı için haksız rekabet yaratıyorlar, yunus akgün de formu ile bu üçlüye ekleniyor.

    bileğinize ve yüreğinize sağlık.
  • 688
    ilk yarıdaki kötü oyuna rağmen 2. devredeki oyun ile güle oynaya kazandığımız müsabaka.

    yunus prime dönemini yaşıyor. çıtayı bir seviye daha üste taşırsa burada tutmamız zaten mümkün değil.
    jakobs ve kaan sakatlıktan kötü döndüler. ocak ayına kadar olan süreçte toparlanmaları lazım.
    trabzon'a karşı en kötü maçlarından birini çıkartan bardakçı, bugün çok iyiydi.
    barış bu maç 2 gol attı, 4 golle de bitirebilirdi.

    gün itibariyle 8 puan farkı koyduk; tff+mhk+bein ortaklığına bir de saha dışında sapladık mı bu iş tamam.
  • 693
    ilk yarı sezonun en dağınık futbolunu oynadı galatasaray. 2 gol attı ama organize olarak doğru düzgün hücum edemedi. kayseri çok mücadele etti. uzun topla etkili oldular. ve hırslı oynadılar. ikinci yarı 3. gol sonrası iyice saldı kayseri ve oyundan düştü. galatasaray kalitesini konuşturdu. bu ligin sefiri olduğunu gösterdi. ancak şu unutulmamalıdır ki ilk yarıda ki dağınık futbolu avrupa deplasmanlarında oynamamalı galatasaray. ajax deplasmanında böyle tutuk başlarsa ani şekilde maça 2-0 yenik başlayabilir. kazanılması gereken molde maçında da böyle başlamıştı. ama inanılmaz olumlu bir hava var. şampiyonluğu çok istiyor. iştahlı oynuyor. şampiyonluğun yanı sıra avrupa'yıda istiyor bu takım. devre arası takviyelerle gümbür gümbür gelecek galatasaray. ligi zaten götürür ama önemli olan avrupa. artık bu taraftara bir avrupa kupası daha hediye etmeli.
  • 696
    3-1 yapana kadar kötü, sonrasında da vasat oynadığımız maç. ancak buna rağmen deplasmanda 5 gol atan bir galatasaray. 2-2 olacakken maç 3-1 oldu ve hem rakibi hem de taraftarları kırmış olduk.

    oyunu dengeli oynamak zorundayız, 8 puanlık çok büyük avantajı iyi değerlendirmeliyiz. lig çok uzun, biten hiç bir şey yok. çok zor deplasmanlar var önümüzde.

    ciddi bir avantaja sahibiz ancak bunu değerlendirmek adına takıma katkı sağlayacak isimleri takıma katmalıyız.

    herkesin yeni yılı kutlu olsun.
  • 697
    kayseri'de karşılaşma sona ermiş, galatasaray koskoca bir 2024 senesini deplasmanda maç kaybetmeden bitirmiş, oyuncular tatile gitmeden sevinçlerini taraftarla paylaşırken, muslera gencecik berat'ı en öne yollayıp, üçlü çektiriyordu... bitmiyordu, maç fotosu olarak da berat en önde, arkadaşları arkasında objektiflere poz veriyordu...
    gün içi babannesinin vefat haberini almıştı berat, buna rağmen gencecik yaşına rağmen "dirayet" göstermiş, maça çıkmıştı... arkadaşlarının özverisini takdir ediyor, onun acısını da paylaşıyordu muslera ve arkadaşları...

    rakiple formasını değiştiren ve bu soğukta sadece atletle kalan sanchez'e de bir anne duyarlılığı ile kabanını giydirmeye çalışıyordu mertens...
    "galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demişti ya baba gündüz, işte onun tarif ettiği takım bugün kayseri'deydi...

    nasıl yeneceksin bu galatasaray'ı? nasıl?

    ara ara dolu, bazen de yağmur atıştıran soğuk bir pazar gününe galatasaray, ilk atakta bulduğu penaltı golüyle içini ısıtarak başladı taraftarının. son iki sezonda bu sahada üç puan alamamıştı okan hoca ama şimdi rakibi fenerbahçe'ye 8 puan fark yapma şansı vardı... bundan daha büyük motivasyon olur muydu?
    golün arkasında fark ikiye çıkacaktı ki osimhen'in yunus'a "al da at" pasında ev sahibi savunma daha dikkatliydi. galatasaray oyunu rahat götürecek diye hesap ederken, kullanılan bir köşe vuruşunda adam paylaşımındaki hatalar bahoke'yi boş bıraktı, onun kafa vuruşunu herkes seyretti. kayseri attığı eşitlik sayısının moraliyle muslera'nın kalesine daha cesurca gitti, ikiyi de bulacaktı ki sanchez hızır gibi rakibinin şutunu yatarak engelledi.

    son haftalarda galatasaray'ın parlayan yıldızı kimdir? şüphesiz bir çoklarının cevabı yunus olacaktı. işte o yunus, trabzon maçından sonra kayseri'de de "messileşti", orta sahadan aldığı topla rakip savunma üzerine alberto tomba misali slalomlarla gitti, osimhen'e aktardığı topta nijerya'lının pasında mertens kaçırdı ama barış affetmedi.

    galatasaray yine öne geçmişti, topa eskisi kadar hakim olamıyor, orta sahada pres yapıp rakibi eksik yakalayamıyor, sol tarafı jakobs'la "yol geçen hanı" olmuş ama tabelada öndeydi. zira kaliteli ayaklara sahipti, sara savunma arkasına topu yolluyor, barış'tan önce savunma kornere atıyor, rakibin gol için karimi ile heyecanlandığı anda muslera "no pasaran" diyordu...

    "atamayana atarlar" tabiri futbolun yazılı olmayan kurallarındandır. ikinci yarının başında yine galatasaray'ın sol tarafından kayserispor'un geliştirdiği bir akında muslera bir kez daha boa morte'ye geçit vermezken, dönüşünde yunus resital yaparak farkı ikiye çıkarıyordu. kayserispor'un kullandığı korner atışında topla buluşan genç yıldız, meşin yuvarlağı sürdü, sürdü, sürdü ve onurcan'ın koruduğu kalenin ceza sahasına girmeden bir hafta önce uğurcan'ı avladığı gibi onurcan'ı da kurbanlarının listesine ekledi... ne goldü ama... messi izlese alkışlamaktan avuçları patlardı... dries mertens ve osimhen ise şaşkınlıkla bakakalıyordu...
    skoru ele geçiren deplasman ekibi, daha öz güvenli oynamaya, ev sahibi sarı kırmızılılar da motivasyonu kaybedince kayserispor kalesinde pozisyonlar da daha sık görülmeye başlandı. jakobs siftahı denedi, az farkla korner oldu, yunus'un jeneriklik şutu ahlar vahlar arasında direği sıyırdı da muslera'nın uzun topunda yine sahneye yunus çıktı, osimhen'i boş gördü, "kral" da ikinci golünü yazıverdi tereddütsüz.

    üç dakika sonra osimhen'in "al da at"ını çömertce harcayan barış, oyun bitmeden yunus'un ikramında karadeniz inatçılığı ile topa abandı, bereket üst direk kırılmadı ama tabela değişiyordu: 1-5...

    atılan her golü berat'a armağan eden topçulara nazire yaparcasına okan hoca da genç topçuyu son dakikalar oyuna aldı, o da bı kısıtlı sürede yeteneklerini göstermekten geri kalmadı, batshuayi o harika pası gol yapsa, hanesine asist de yazdıracaktı genç berat...
    hakem oyunu 9 dakika uzatsa da, maçın skorunu bağlamıştı futbolun ilahları, sanchez'in iki adımdan şutu onurcan'ın yüzünde patlıyor, bir dakika sonra muslera'dan seken top boş kaleye yuvarlarken boa morte, yine araya galatasaray ile 100. maçına çıkan abdulkerim'in o "tanrının ayağı" engel oluyordu...

    5 yıldız yolunda rakibi fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada hanesine üç puan yazdıran okan buruk artık sayısını akılda tutamadığımız onlarca rekoruna bir başka rekor daha eklerken, senenin son maçının bitiminde herkes 2025 yılında görüşmek dilekleriyle mutlu mesut tatile çıkıyordu...

    iyi tatiller...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-5galatasaray.html
  • 698
    öğlen 12'de kayseri için yola çıktım. 15.10 sularında stadyumun önündeydim ve tahmin edebileceğiniz gibi maça anca 4 gibi girebildim. gayet keyifli ve güzel maçtı. yunus'un golünde ki şut bizim kaleye doğruydu ve top resmen alev aldı. inanılmaz bir gol oldu. takım ilk yarıda kötüydü fakat ikinci yarı topladı, rakibi ezdi geçti. arabada eve dönerken artık her sene sanki galatasaray şampiyon olacakmış gibi bir his oldu. umarım hissim bir hissiyatın ötesine geçer, münih misali yıllarca şampiyon oluruz.
  • 700
    yunus akgün’ün 51. dakikadaki golüne kadar oldukça kötü oynadığımız maç. o golden sonra takımda rahatlama ve kayseri’nin maçı bırakıp geride boşluk vermesiyle maç farka gitti. bu maçın olumsuz yönleri olumlu yönlerine çok daha ağır basıyor zannımca. sakatlar çokken 4-2-3-1’e dönmemizi savunuyordum ancak tam kadro neden geçtiğimize henüz anlam veremedim. takım bu formasyonla çok ciddi oyun kurma problemi yaşıyor, topu yere bir türlü indiremiyor ve sürekli uzun vuruyor.

    anlık tabloda puan farkının 8 oluşu ve mevcut ortam taraftarı doğal olarak rahatlatmış olsa da, oynanan oyun büyük hedeflere ulaşma anlamında beni çok ciddi şüphelere düşürdü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın