üç üç diye bağıran kasımpaşa taraftarına istediklerini verdiğimiz maçtır.
327
abdürrahim albayrak'ın son dakikalarda kalpten gitmekten döndüğü maç oldu. bir ara başına üşüştüler gidiyordu herif.
328
ömrü hayatımda izlediğim en saçma sapan maçlardan biri oldu. ne türkiye liginde, ne avrupa liginde böyle bir maç izlemedim uzun zamandır. bildiğin halı saha maçı gibi geçti.
ilk 45 dakika galatasaray'ın orta saha 4lüsü o kadar ileride kaldı ki, kasımpaşa kendi yarı sahasından attığı tek bir uzun topla bir dünya pozisyon yakaladı. tek bir pas ya, tek bir pas atılıyor, top bizim yarı sahaya geçiyor, kadrajda bizden orta saha oyuncusu yok, bekler bir var bir yok, inanılmaz, bir değil, iki değil. bir sürü pozisyon var böyle. rıdvan dilmen'in ilk yarı sonunda yaptığı, bu maç 5-1 de bitebilir, 2-4 de bitebilir yorumu da sırf bu yüzden ve çok doğru bir yorumdu bu maç için. 2.yarı kasımpaşa'nın topu direkten dönmese 5-1'e gidiyordu maç, direkten döndü, 2-3 oldu.
asıl şaşırtan olay da, skor üstünlüğünü elimize geçirdikten sonra bu halı saha vari dengesiz hücumlarımızın devam etmesi, savunmada hala eksik yakalanmaya devam etmemiz. net olarak hatırladığım 2-3'ten sonra selçuk'un kullandığı bir kornerden sonra kontra yememiz, arkadaş bari korner atarken, geri dönüş olarak kontra yemeyelim ya. bu kadar mı kötü diziliyoruz sahaya.
maç sonunu abdurrahim albayrak gibi izledim, bu maç ne olur böyle geçsin gitmiş olsun, şampiyonluk fitilinin yandığı maç olarak hatırlayalım, olsun bitsin, bir tane daha bu tarz bir maç çıkaracak kalp yok bende.
yoldan geçen birini çevirip sorsan kasımpaşa'nın kontra atak oynadığını bilir. biz bu maçın ilk yarısı olması gerekenden fazla hücum oynadık. bir 25-30 dk kontrollü oynasaydık rakip zaten çözülecekti. nitekim verilen boşluklar sonucu ilk yarıyı şans eseri 2-0 geride kapattık. kendi elimizle maçı zora soktuk.
hamza hamzaoğlu ilk yarı ne kadar yanlış yapmışsa ikinci yarıda bir o kadar da doğru yaptı. maçtan sonra yaptığı hatanın farkında olması en az galibiyet kadar sevindirici. bu tarz maçların analizleri iyi yapılmalı.
331
şans ve yine kişisel beceri ile kazandığımız maç. değişiklikler vs önemli değil neden başlanması gereken 11 belliyken saçma sapan 11le başlamak zaten hataydı o yüzden oyun okumayı bilmediği için geçiyorum. hatırlarsınız hep kişisel beceri ile geldik buraya wesley'nin inanılmaz golleri olmayacak karamboller iyi asistler ile. ama ne hücum düzeni vardı ne başka birşey halada öle. artık takım olarak sneijder değil yasin-burak ve sneijder'in ayağına bakıyoruz. 3 kişi oldu ama yine oyunculara bağlı kalıyoruz takım hala olamadık. bu maçta 3 puan aldık biraz moraller düzeldi ama yapılan hatalar düzelmeyecek çünkü bir insan üst üste bu kadar hata yapmaz.
332
kendi içerisinde güzel hikayesi olan maçtır.
güzel hikayesi olan maçlar şampiyon yapar.
333
enteresan bir şekilde 2. yarı geldi ama ilk yarı yok :)
2012'de samsun'da 2-0'dan 4-2 dönüşümüz ve gelen şampiyonluk. 2013'te orduspor maçında 2-0'dan 4-2 dönüşümüz ve gelen şampiyonluk. 2014'te kasımpaşa maçı ve yine benzer bir dönüş.
bunların öyle tesadüfler olduğunu düşünmüyorum. gerçekten şampiyonluğu istiyoruz sonuna kadar. iyiyiz kötüyüz tartışılır fakat o sinerjiyi fazlasıyla hissediyor yönetim, futbolcu, taraftar. bu maçta da gördük. topuğumuza sıkmadığımız sürece bu ipi göğüsleriz.
335
iki tane pozisyon alamayan takımın mücadelesi şeklinde geçmiştir. iki takım da defansını ortasahaya kadar çıkarıyor. iki takım da sabırla pas yapmadan, defansın arkasına uzun top atmayı tercih etti. bunda başarılı da oldu. haliyle heyacanlı ama bir o kadar da saçma maç oldu.
takım defansımız her zamankinden daha kötüydü. chedjou-hakan uyumlu bir ikili değil. çünkü ikisi de ağır futbolcular. kasımpaşa'nın direkt oynaması ve ileri uçtaki kıvrak elemanları, chedjou ve hakan'ı fazla koşturdu, yordu. bu da defansın çizgisini, düzenini sürekli bozdu. semih olsaydı bu kadar bocalamazdık diye düşünüyorum. çünkü semih birebir mücadeleyi seven ve nispeten daha çevik bir oyuncu.
öte yandan kasımpaşaspor için bu maç gazozuna olmasaydı, maçı çeviremeyebilirdik. adamlar resmen pressiz, markajsız sadece bize gol atmak, fark atmak için oynadılar. 2-0'dan sonra geri çekilmediler. muslera topu direkle karışık kurtarmasa maç 3-0 oluyordu, ama döndü 2-3 oldu. her zaman bu kadar şanslı olmayabiliriz, defansımıza bir an önce çare bulmalıyız.
olası puan kaybında ligde üst üste 3 haftayı da (fenerbahçe ve başakşehir sonrasında) galibiyetsiz kapatmış olacaktık ki bu hem motivasyonumuzu önemli ölçüde bitirirdi, hem de fenerbahçe ve beşiktaş'ın birbirleri ile oynadığı haftada çok önemli bir şansı kullanamamış olurduk. o yüzden galibiyet çogzel oldu. 2-0 geriden gelerek kazanmak ise bu güzelliği katlıyor. resmen şampiyonluğa tutunduk bu geri dönüşle.
kaldı 9, önümüz açık, aynen devam.
338
gaza gelmememiz gereken, çok büyük ve belki de şampiyonluğu getirecek dersler almamız gereken maçtır.
şampiyonluğa giden yolda önemli bir engebenin aşıldığı maçtır.
başakşehir maçı ve bu maçın kalan maçlar için farklı önemi ve anlamları da var. kalan maçlarda öne geçtiğimizde hamza hocanın ve futbolcuların aklına başakşehir maçı gelecek ve bu yüzden ciddiyeti elden bırakmayacaklardır.
şayet mağlup duruma düşersek de bu sefer akıllarına kasımpaşa maçı gelecek ve moralman çökmeden saldırarak maçı alacaklarına dair inanca sahip olacaklar.
340
maçı digiturk'ten kaydeden varsa açıp devre arasının süresine bakabilir mi? bunu bir de videoya çekerseniz harika olur. çünkü galatasaray düşmanları bu maç hakkında her taraftan saldırıyor. veysel sarı olayı tutmayınca şimdi de devre arası muhabbeti başladı.
341
hakkinda cikan ( devre arasinin uzamasinin altindaki sebepler, kuskular, veysel sari v.s ) dedikodularin kesinlikle umursanmamasi gereken mucadele.
soran olursa ' size ne abi yapabiliyorsaniz siz de yapin ya da sizi de mi ilk yaridaki macta sikeyle yendik ? ' gibi yillardir sikeyi boyle sacma argumanlarla savunanlara kontra yapip ayni argumanlari kullanarak ayarlariyla oynayin. selam cak lidereee !
342
maçın başladığı an resmi hesabımızın attığı tweet'ler ve dakikaları:
isterse 1500 dakika geç başlasın hiçbir şey değişmeyecek. yav he he diyip geçmelisiniz. sonuçta piyasada konuşulacak konu yok, gündem yok hep işsizlikten bunlar.
haşırt gibi geçirerek kazandığımız maçtır.
344
maçın devre arasında futbolcu başlıklarına yazılan entrylere edit gelmemiş galatasaray sözlük moderasyonu'nu göreve davet ediyorum sanırım editleyemiyor arkadaşlar *
345
22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçının devre arası da 18 dk. sürmüş sanırım. acaba koridorda necip'i mi bağladı fener? yoksa ba'yı mı? yoksa olcay'ı mı?
14-15 sezonu konuşulurken şampiyonluk ateşi bu maçta harlandı dersiniz.
346
bu maçtan sonra fener camiasının her türlü çamuru yapması bizim şampiyonluğa ne kadar yakın olduğumuzun göstergesidir. yılların tecrübesiyle söyleyebilirim ki onlar bizi şampiyon kabul ettiler bile. bilen bilir kasımpaşa fener'in 2. takımı gibi bir şeydir. hatta kasımpaşa tribünlerinde fener bayrakları ve galatasaray'a küfür tezahüratları eksik olmaz.
çok şey bekliyorlardı bu maçtan, büyük hayalkırıklığı yaşadılar ve bizi kendi içlerinde şampiyon ilan ettiler bile.
balıkesirspor-galatasaray maçında sercan gol atar ve galatasaray 3 puan kaybeder. sorun olmaz. gençlerbirliği- galatasaray maçında stancu gol atar ve galatasaray 2 puan kaybeder. sorun olmaz. başakşehir'e 5 puan kaybeder galatasaray, kanat beklerinde ferhat-uğur oynar, ayrıca ilk golü mehmet batdal atar. sorun olmaz. kazma veysel'in kanadından gol gelince aaaauuuvv!
ilk yarısında kasımpaşa gibi yumuşak bir takıma karşı 2-0 yenik olduğumuz için sinirden duvarlara yumruk attığım, 2.yarıdaki geri dönüş ile birlikte ise havalara zıpladığım maç olmuştur. maçla ilgili çok yorum yapmaya gerek yok;yenmemiz gerekiyordu yendik. tek demek istediğim tabi ki 2.yarı herkes iyi oynadı takımda ama bana göre maçın kahramanı kesinlikle fernando muslera idi. 2.yarının başında henüz skor 2-0 iken adem büyük'ün kafa şutunu müthiş bir refleksle çıkararak maçın kopmasını engellemiştir. tabi direğin de yardımı oldu ama sonuçta muslera golü kurtardı. 3-0 olsa çok büyük ihtimalle maç biterdi bizim için. helal olsun nando.
geeçen sezonun maç özetlerini izlerken farkettim ki bana göre sezonun kırılma noktası bu maçta fernando muslera'nın maç 2-0 iken yaptığı adem büyük'ün kafa şutunda yaptığı kurtarış olmuştur. bu maçta olası bir puan kaybı takımda çok ciddi sorunlara neden olabilecekti. hamza hoca ve oyunculara eleştiriler iyice artacak belki de kötü sonun başlangıcı olacaktı. ama maçı bu kurtarıştan sonra 3 gol atarak çevirdik ve 3 puanın yanı sıra çok büyük moral de kazandık. maçı 1-0 gibi bir skorla kazansak belki de bu kadar etkili olmazdı.
iyi ki bizim kalecimizsin nando. umuyorum uzun yıllar kalemizde seni izleriz.