rizespor maçını öyle ya da böyle geçmiş olmak bizi bu haftaya bir tık daha özgüvenli soktu. ancak görüntü o ki takımın üzerindeki ölü toprağı varlığını halen sürdürmekte. geldiğimiz noktada birkaç hafta öncesine kadar hepimiz "takım gol yollarında öyle ya da böyle atıyor, gol yememeyi öğrenirsek yeter" diye düşünüyorken, özellikle kiev maçından itibaren gol yememeyi öğrenmeyi bırak, doğru düzgün gol de atamaz, daha önemlisi üretemez olduk. bunda elbette bugüne kadar oyunu ve formuyla fark yaratan yunus'un olmayışı, 37 yaşındaki mertens'in hiç de sürpriz olmayan yorğunluğu, sara'nın sakatlıktan dönüşte ilk formundan uzak bir görüntü sergilemesi , bay'ın genel olarak formsuzluğu....vb. gibi nedenler etken.
bu durum tespitinden sonra açıkçası bu maçla ilgili çok bir beklentiye giremiyorum. çünkü çok kolay pozisyon veriyor, çok da kolay, amatör küme takımlarının dahi kolay kolay yemeyeceği basitlikte goller yiyoruz. öte tarafta ise çok zor pozisyon yakalıyor, bir o kadar da zor gol atıyoruz, ve bize tur için 4 fark gerekiyor. sonuçta az de çok boş bir takım değil, bizi pasla yorabilecek ve gardımızı düşürebilecek potansiyelde bir takım.
netice olarak en az 2 gol yediğimiz bir senaryoda 6 gol atamadığımız sürece -ki en son bırakın avrupa kupalarını, ligde kime 6 gol attığımızı hatırlayanımız yoktur sanırım- elenme ihtimalimiz yüksek. beklentim en azından sakatlıksız ve mümkünse bir galibiyetle bitsin bitecekse bu yılki avrupa serüvenimiz.
maçın neticesi kadar merak ettiğim önemli konulardan biri de hava şartlarının maçın oynanmasına izin verip vermeyeceği.
hadi zorlandı ve oynandı diyelim, sonrasında zeminin ne hale geleceği, veya zorlanmadı ve bir gün sonraya atıldı diyelim, bunun p.tesi günkü derbi maçına etkisi, derbinin ileri tarihe atılması ihtimali....vs...
(bkz:
17 şubat 2025 çaykur rizespor galatasaray maçı)
(bkz:
21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
(bkz:
23 şubat 2025 galatasaray fenerbahçe maçı)