sezonun kırılma noktalarından biri olması muhtemel maç.
2025 yılına girerken fenerbahçe 8 puan gerideydi. tribünlerde taraftarlar arasında kavgalar yaşanıyordu, istifa sesleri yükseldiğinde ortalık karışıyordu.
17 ocak 2025 hatayspor galatasaray maçında gelen beraberlik, fenerbahçe'nin yarın yokmuş gibi yaptığı transferler, bizim dört avrupa kupası maçında üstüne koya koya kötü giderken fenerbahçe'nin yola devam etmesi onları yükselttiğinden fazla bizi düşürdü.
önemli psikolojik direnek noktalarından biri
24 şubat 2025 galatasaray fenerbahçe maçıydı. "biz formda gidiyoruz, bunlar da dağılmak üzere. orada kazanırsak bu iş biter" diyerek bir aydır yükseliyorlardı. uçan kaçan takımları, binbir türlü organizasyona rağmen hocasının korkaklığıyla 0-0'la döndü. taraftar olarak istediğimizi alamasak da, fenerbahçe'nin bir psikolojik direneğini bence yıkmayı başardık.
diğer direnek de
fikstür dezavantajı konusu. bu maçla başlayan dört maçlık serideki alanyaspor ve beşiktaş deplasmanları; ileride bekleyen samsunspor ve trabzonspor hatta eyüpspor deplasmanları bunların iştahını hala diri tutan bir konu.
biz buralardan kazasız belasız çıktıkça, sosyal medya kaynaklı psikolojik oyunlara rağmen tahmin ettiğimizden kolay şekilde çözüleceklerdir.
kurumlar, kurullar, hakemler ve rakip takımlarla kurdukları kumpanyanın bizi endişelendirmesi normal. hele de yönetimin bu derece aciz ve el pençe divan duruşu ortadayken, bu organizasyonun kendisinden ziyade psikolojik etkisi bizi çok zorluyor. bu artık takıma ve hocaya da sirayet etmiş gibi bir görüntü var. çünkü sahada gördüğümüz ve de göremediğimiz bazı şeyler artık teknik-taktikle açıklanabilecek noktadan öte psikolojik boyuta da işaret ediyor.
bunu da aşabilmenin tek yolu kazanmak. iyi oynayarak kazanmak. taktiği yanlış bile olsa, oyunu tutturamasa da kadro olarak biz iyiyiz. hele bu rakipten çok daha iyiyiz.
bir galibiyet alacağız. duvarda duran 12 çizgiden bir tanesine çizik atacağız. akşam
*nda devre arasında 0-0'la girip ne hallere düştüklerine bakıp güleceğiz...
mesajdan ya da altına entry girerek kaygılarını giderecek renktaşlar için format dışı bir not:
ya twitterda orada burada okduğunuz gördüğünüz her şeye inanıp psikolojinizi yönetmesine izin veriyorsunuz. bir gün de buna inanalım yani, ne kaybederiz?