entry tarihi itibarı ile adı rams park olan, o dönem henüz yeni diyebildiğimiz stadımızdaki ilk mucizenin gerçekleştiği unutulmaz maç. uefa henüz maç sayılarıyla ve saatleriyle bu kadar oynamadığı için 21:45 klişesi geçerliydi.
bir çarşamba öğleden sonrası, karlı çamurlu bir sahada galatasaray juventus'u eleyip şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkmıştı.
bileti olanlardan ziyade o şartlarda orada olabilenlerin tribünde olduğu, milletin telefon camı çatlatan o soğukta işinden okulundan kaçıp şimdikinden de beter ulaşıma sahip stada gittiği; seksenler doksanlar nostaljisinin(şampiyon kulüpler kupası ismi hariç) sonuna kadar hissedildiği bir maçtı.
maç sonu gökhan zan'ın meşhur
kralı gelsin aq beyanatı verilmiş, galatasaray ne zaman biraz tökezleyip taraftar stadı boşaltır gibi olsa ortaya çıkan karanlık karlı havada yığılmış kalabalık fotoğrafları çekilmişti.
biz de mezuniyet yolunda 0.1 puanların hesabının yapıldığı bir ortamda, kendini dünyanın kralı zanneden ortadoğulu bir asistanın inadı yüzünden bir bilgisayar labaratuvarında geçirmiştik bu maçı. saate bakıp cep telefonundan olmayan internetle livescore takibi yapmaya çalışırken dışarıdan gelen gol seslerinden o sevinci yine de yaşamıştık.
aradan 11 sene geçti, bugün bir daha kapısından girmem dediğim okulda, o günü yaşadığımız binanın karşı tarafında yine stresli saçma sapan bir güne başlayacağım. o gün derse tam katılımın verdiği puana muhtaç olduğumuz için o derse girmiştik. bugün de geçici bir göz kararması ile başladığımız programın can çekilmesini bol fırçalı konuşmalarla yaşamaya gidiyoruz.
umutsuz vaka turkolardaki taraftarlık da böyle bir şey. kim akıl ettiyse allah razı olsun bu üç büyük işini.
yoksa her boku birbirine bağlayıp nasıl anlam katacaktık?